Merhaba Kült TV'nin araştıran insanları!
Flakka'nın zombi kıyameti ile olan ilişkisi hakkında kafanızda ki tüm soru işaretlerine
cevap bulacağınız bir video ile sizlerle beraberiz…
Flakka son dönemlerin en çok tartışılan konusu...
İlk olarak 2011'de Amerika'da ortaya çıkan ve 'zombi hapı' adı verilen
sentetik uyuşturucu, dünyaya hızla yayılıyor.
Amerika'nın ardından Brezilya'da görülen hapı kullananlar tıpkı bir zombi gibi davranıyor
ve 'yamyam' özellikleri gösteriyor.
Amerika'da hapın etkisindeki bir kişi bir evsizin yüzünü, bir başkası da oda
arkadaşının beynini yedi.
Amerika Miami'de 2012'de Rudy Eugene adlı bir adam bir evsizin yüzünü yemeye başladı.
Polis geldiğinde, Rudy Eugene, kurbanının yüzünün yüzde 80'ini yemişti.
Polisin uyarılarına rağmen yamyamlığı devam eden katil, vurularak öldürüldü.
Otopsi sonucu Rudy Eugene'nin Amerika sokaklarında "Ivory Wave", "Vanilla Sky", "Bliss"
ve "Purple Rain" adıyla satılan sentetik uyuşturucunun etkisi altında olduğu saptandı.
Bu uyarıcı piyasaya 2011'de sürülmüştü.
2011'de Indiana'da bir adam yol kenarında bir bayrak direğine tırmanmış ve yoğun
trafiğin bulunduğu bir caddeye atlamıştı.
Pensylvania'da bir başka adam manastıra girip rahip bıçaklamıştı.
Batı Virginia'da bir kadın çırılçıplak soyunmuş, cildinin altında bir şey olduğunu
sandığı için kendini parçalamıştı.
Bu üç olayda da failler yeni sentetik uyarıcının etkisi altındaydı.
Bu uyarıcıyı alanların vücut ısısı hızla yükseliyor, bu nedenle insanlar bir
şeyin kendilerini yaktığını düşünüp ya soyunuyor ya da derisini yüzmeye çalışıyordu.
Flakka, uzun süre Amerika'da yasal olarak satıldı.
Çünkü içindeki maddelerin kullanım oranı, yasal sınırların altındaydı.
Bu maddenin adına banyo tuzu denildi.
Çünkü şekli banyo tuzu gibiydi.
Çin'de üretiliyor ve bir dozu sadece 25 dolara satılıyordu.
Rude Eugene olayından sonra Louisiana Toksik Maddeler Merkezi Müdürü Mark Ryan, New
York Times'a 'zombi hapının' nasıl üretildiğini anlattı ve yetkilileri dikkatli
olmaları konusunda uyardı.
Hap olarak adlandırdığımız bu uyarıcı, toz halinde ve sıvı halde kullanılıyor.
Uyuşturucu tacirleri bu ilacın içerindeki maddelerin miktarıyla oynayabiliyor.
Daha önce kişiler kendisine zarar verirken Rude Eugene olayında olduğu gibi başkalarına
zarar vermeye başlamıştı.
Yine Miami'de bir evsiz sağa sola saldırınca polis müdahale etmişti.
Evsiz, polis ekiplerine direnip "I will eat you all" (Hepinizi yiyeceğim) diye
bağırmış ve bir polisin elini ısırıp ciddi şekilde yaralamıştı.
Baltimore'da Morgan State Üniversitesi'nde okuyan biri, oda arkadaşına saldırıp,
beynini ve kalbini yiyerek öldürmüştü.
Yine bir kişi saldırıya uğramış, yanında taşıdığı biber gazı sayesinde sadece
yanağından yaralanarak kurtulmuştu.
Bu olayların hepsinde saldırganlarda bu uyuşturucu maddeye rastlanmıştı.
Yani tacirler uyuşturucunun dozuyla oynamış ve insanları birer zombiye dönüştüren
formüle ulaşmıştı.
Uyuşturucu, beyindeki insan olma özelliğini, "ben" durumunu yok edip, hayvani iç güdüleri
ortaya çıkarıyor.
Kalp atışı aşırı artıyor, duygular çok güçleniyor, kişi kendini bir süper
kahraman gibi hissediyor.
Beyne giden acı resptörlerini devre dışı bıraktığı için tesir altında ki kişi
kendisine ateş dahi edilse acı hissetmiyor.
Beyne giden sindirim sistemi resptörleride aynı şekilde baskılandığı için kişi
ne kadar yerse yesin kendisini hep aç hissediyor buda benlik duygusunu kaybeden kişileri iç
güdüsel olarak hem cinslerini yemeye sürüklüyor.
İlaç, kişinin ruh halini düzenleyen hormonları baskı altına alıyor ve kalıcı hasarlara,
kalp yetmezliğine hatta tek kullanımda bile ölüme sebep olabiliyor.
Bazı vakalarda kişilerin zihinsel faaliyetlerinin kalıcı olarak kaybettiği bile görülmüştür.
2016'nın sonlarına kadar çok nadir olarak sadece Amerika Birleşik Devletlerin'de
görülen uyuşturucu bu tarihten itibaren bir anda tüm dünyaya hızla yayılmaya başladı.
Amerika'dan önce Brezilya'ya oradan İspanya'ya ve son olarakta Türkiye'ye kadar uzandı.
Ülkemizde henüz birbirini yiyen insanlar yok ancak çok yakında haberlerde bu gibi
olaylar duyma olasılığımız çok yüksek.
Konuya İlgi duyan araştırmacılarsa vakaların bilinenden çok daha fazla olduğunu ancak
yetkililerin bu durumu halkta panik yaratmamak için gizlediğini söylüyor.
Zombi olgusu günümüz dünyasına Holywood filmleriyle girmiştir.
Bilinen holywood zombileri öldükten sonra dirilip insan etiyle beslenen ürkütücü
varlıklardır.
Pek çok holywood filmi belli başlı kaynakları ve görüleri konu almaktaysada bu filmleri
bir standart olarak kabul etmemek gereklidir.
Aslında zombi salgını tarihin çok eski çağlarından beri farklı isimlerle bazı
uygarlıklarda ve kehanetlerde dillendirilen bir olguydu.
Ayrıca semavi dinlerde'de belirtileri zombi salgınıyla son derece örtüşen hastalıklardan
kıyamet alameti olarak bahsedilmektedir.
Yakın tarihimizde ise zombi olgusuyla sarsılan haiti'de pek çok olay yaşanmıştır.
Vudu inancına göre ölü, bir insan ya da Mambo tarafından yeniden diriltilebilir.
Zombilerin kendi bilinçleri ya da istekleri olmadığı için Bokor ya da Mambo'nun
kontrolü altındadırlar.
Zombi aynı zamanda vudu yılan tanrısı Niger-Congo'nun adıdır.
Kongo dilinde kullanılan ve tanrı anlamına gelen "nzambi" sözcüğüne benzemektedir.
1937 yıılında Haiti'deki gelenek ve adetler üzerinde yapılan bir araştırma sırasında
Zora Neale Hurston, 1907 yılında 29 yaşındayken ölmüş ve gömülmüş Felicia Felix-Mentor
ile ilgili bir söylentiyle karşılaştı.
Köylüler ölümünden 30 yıl sonra Felicia'yı yollarda sersem bir şekilde ve yanında birkaç
kişi ile birlikte yürürken gördüklerini söylüyorlardı.
Hurtson, bu bahsedilen insanlara çok güçlü ilaçlar verilmiş olduğu söylentilerinin
peşine düştüysede daha fazla bilgi vermeye istekli bireyler bulamadı.
80'li yıllarda Kanadalı etnobotanist Wade Davis zombilerin farmakolojik durumu ile ilgili
iki kitap yayınladı; The Serpent and the Rainbow (Yılan ve Gökkuşağı) (1985) ve
Passage of Darkness: The Ethnobiology of the Haitian Zombie (Karanlığın pasajı: Haitili
zombilerin etnobiyolojisi) (1988).
Davis 1982 yılında Haiti'ye gitmiş ve orada yaptığı araştırmalar sonucunda,
yaşayan bir insanın iki özel tür tozu almasıyla bir zombiye dönüştürülebileceğini
iddia etmişti.
Birincisi coup de poudre (Fransızca: 'toz çarpması') içersinde bulunan tetrodotoxin
(TTX) maddesi nedeniyle ölü benzeri duruma neden olur.
Tetrodotoxin Japonların yemek zevkini oluşturan, fugu ya da kirpi balığı içinde bulunan
zehirli toksin ile aynı özelliklere sahiptir.
Öldürücü etkisi olan bu maddenin 1 mg'lık dozu insanı günlerce bilincİ açık olmasına
rağmen, yarı ölü bir durumda bırakabilir.
İkinci toz ise (şaşkınlık veren halüsinasyon etkisi vardır) insanı bilinçsiz ve kendi
istemi dışında hareket eden zombi benzeri bir duruma sokar.
Davis aynı zamanda bu deneyimleri yaşamış Clairvius Narcisse'ın hikâyesini de popülerleştirmişti.
David'in yaptığı çalışmaların gerçekliği ve doğruluğu üzerinde halen şüpheci görüşler
bulunmaktadır.
Televizyonlar son sürat zombi salgınını temalı film ve dizilerle çalkalanırken
1970'lerde Dünya nüfusu azaltma projesinden bahseden Amerika'daki esrarengiz rehber
taşları'da bu tür bir hastalığa atıfta bulunuyordu.
90'lara gelindiğinde Meşhur illuminati oyun kartları Labaratuarlarda üretilen yapay
zombi virüsünü dillendirmeye başladı.
2010'lardan itibaren pek çok zengin ve ünlü isim zombi kıyameti için sığınak
hazırlamaya başlarken Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere Ve hemen ardından
Fransa gibi büyük ülkeler Zombi kıyametine hazırlık için askeri tatbikatlar yaparak
gündeme gelmişti.
Yakın bir tarihte ortaya çıkan fema kampları eylem planıyla konu iyice hararetlenmiş
ve başkaca ülkelerde el altından hazırlık yapmaya başlamışlardı.
Bu gelişmelerin ardından bazı kişilerce dünya'nın 4 bir yanında gruplar kurulmuş,
sığınaklar gıda ve silah stokları gibi birikimlerle post apokaliptik bir dünyada
varlıklarını devam ettirmek için hızla hazırlanmaya başlamışlardır.
Öyle'ki bu gruplar Amerika Birleşik Devletlerinde festival adı altında tatbikatlar düzenliyor
hatta deepwebte kurulan bir forumda pek çok çeşitli ülkelerden katılan gruplar birleriyle
haberleşip fikir alış-verişi sağlıyor ve yeni üye alımları yapıyorlar.
Dünya'da pek çok insan bir zombi kıyametine nüfusun azaltılması için kesin gözüyle
bakıp hazırlık yaparken bazı kimselerde bu durumun tamamen hayal ürünü bir fantezi
olduğunu söylüyordu.
Flakka'nın meydana çıkışıyla Asla böyle bir şey olamaz diyen pek çok kişi
180 derece söylemlerinden döndü.
Dünya'da durum böyleyken ülkemizde'ki örümcek beyinli, cahil yobaz zihniyetin
duruma tepkisi ise her zaman ki gibi "Böyle bir şey olsa Kuran'da yazardı."
O yüzden yok demekten öteye geçememiştir.
Bu cahil ve yobaz arkadaşlara buradan söylemek istediğim şey ellerinden düşürmedikleri
cep telefonuda Kuran-ı Kerim'de yazmıyor ama var.
Konumuza dönecek olursak, Pek çok yayın organı ve youtube videosunda flakka ile zombi
istilasının başladığı savunulmaktadır.
Ancak bunlar temelsiz söylemlerdir.
Nihayetinde bu uyuşturucunun etkisi 4 – 6 saat sürmekte ve daha sonra kişi normal
haline dönmektedir.
Ayrıca bulaşıcıda değildir.
Bu bağlamda bu uyuşturucu ile etkili bir zombi salgını başlaması olanağı söz
konusu değildir.
Yine'de pek çok araştırmacı uyuşturucunun devlet eliyle yayıldığını iddia etmektedir.
Yine iddialar arasında flakkanın yakında başlayacak olan zombi salgını için bir
canlandırma olduğunu uyuşturucuyu biraz daha yayarak bu konuda eğittikleri kurumların
durumlarını gözlemlemek amacıyla ortaya çıkartıldığını savunuyorlar.
Tüm soru görüş ve önerileriniz için bana instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz.
Araştırmalarımızın gelişerek devam edebilmesi için videoyu facebook twitter gibi sosyal
ağlarda paylaşmayı, yeni videolarımızdan haberdar olup araştıran insanlar topluluğuna
katılmak için Kült TV ye abone olmayı unutmayın gelecek videoda görüşünceye
kadar hoşçakalın araştıran insanlar!
Không có nhận xét nào:
Đăng nhận xét