Merhaba Araştıran İnsanlar!
  Dinozorların günümüzden 65 milyon yıl  önce neslinin tükendiği düşünülmektedir.
  İnsan oğlu gelişmiş teknolojisine rağmen  dünyanın büyük kısmını henüz halen
  keşfedememiştir.
  Acaba düşünüldüğü gibi dinozorların  nesli tükenmemiş olabilir mi?
  Issız bucaksız ormanların derinliklerinde  hayatta kalmayı başarmış dinozorlar var
  mı?
  Varsa bu bilgi bizden saklanıyor mu?
  Dinozorlar hakkında belki de en kapsamlı  Türkçe kaynak niteliğindeki bir videoyla
  beraberiz.
  Dünya üzerinde şimdiye değin yapılmış  dinozor gözlemlerinin ilk yazılı kaynağı
  1700 lere dayanır.
  Bu gözlemler tesadüfler sonucunda gerçekleştirilmiştir.
  Bazı bilim adamları hayatta kalmayı başarmış  bir sauropod dinozorunun hikayesi olduğunu
  söylemiştir.
  Bu yaratık yerel kabileler arasında Mokele-mbembe  olarak bilinir.
  Ekvator Afrika'sının engin ve keşfedilmemiş  bataklıkları hayatta kalmak için bu hayvana
  avantaj sağlamış olabilirmi?
  Batı ve Orta Afrika'daki flora ve faunan  bölgesi ortaçağ boyunca hıristiyan misyonerlerin
  ve kaşiflerin sıkça seyahat ettikleri bir  bölgeydi.
  1896'da Abbé Lievain Bonaventure Proyart,  ormanda daha evvel görülmemiş bir hayvana
  ait kalıntılar bulan bir grup Fransız misyoner  hakkında duyduklarından etkilenerek onlarla
  bir söyleşi gerçekleştirdi.
  Daha sonra 1913 senesinde bölgede bir keşif  gezisine katıldı ve gözlemlerini 1914'te
  bilim dünyasını ayağa kaldıran bir makale  şeklinde yayınladı.
  1913'te Alman hükümeti, Kamerun kolonisini  araştırmaya karar vererek bir keşif görevi
  düzenler ve seferi yönetmesi için Kaptan  Freiherr von Stein'i görevlendirir.
  Von Stein, Kongo topraklarında, Aşağı  Ubangi, Sangha ve Ikelemba nehirlerinin zengin
  bitki örtüsüyle ve ilkel kabileleri ile  bilinen bölgesini sefer güzergahı tayin
  eder.
  Ekip bölgeye vardığında ilk temas ettikleri  yerli kabilesinden çok korkulan Mokele-mbembe
  adlı bir yaratık hikayesi dinler.
  Yerlilerin anlattıklarına göre Hayvanın  kahverengimsi derisi vardır.
  Boyutu bir filinkine yakındır.
  Uzun ve çok esnek boynuyla kolayca ağaç  dallarına uzanabilmekte ve çok süratli
  hareket etmektedir.
  Ayrıca timsah gibi kaslı ve uzun bir kuyruğa  sahiptir.
  Yaratığın zaman zaman yerlilerin kanolarına  saldırdığı ve kabile üyelerini öldürdüğüde
  anlatılan detaylar arasındaydı.
  Bu hayvanın, keskin kayalıklı kıyılarda  nehire paralel mağaralarda yaşadığı söylenir.
  Anlatılanlara göre yaratık ot oburdur ancak  bölgesine giren insanları öldürmektedir.
  Ekip yaratığın yaşadığı söylenen bölgeye  gider.
  Yaratığı bulamasada ağaçlarda ve toprakta  3 fit çapında pençe izleri ve 8 fit çapında
  bilinen bir hayvanınkine benzemeyen ayak  izlerini belgelediler.
  Daha sonra programlarına devam eden araştırmacılar  bölgede 24 yerli kabilesini numaralandırmış
  ve pek çok yeni bitki ve böcek türünü  keşfederek bilim dünyasına kazandırmıştır.
  Bu gezinin ardından yayınlanan raporlarla  bilim dünyası bir anda yaratığa ilgi duymaya
  başladı 1920'de İngilterede faaliyet gösteren  Smithsonian Enstitüsü Afrika'ya 32 kişilik
  bir keşif birliği gönderdi; Seferin amacı;  nehir boyunca yerlilerin anlattığı açıklanamayan
  izleri tespit etmek bahsedilen yaratığı  yakalamak ve kayıt altına almaktı.
  Ekip çalışmaları sonucunda yaratığa  ait olduğu düşünülen pençe ve ayak izlerine
  rastladı bunların alçıyla kalıbını  alarak sefer sonunda İngiltere'ye götürdü.
  Bu kalıplar günümüzde İngiliz Kraliyet  Bilim Araştırma Vakfının müzesinde koruma
  altında tutulmaktadır.
  1976 yılında Texas'lı herpetolog, James  Powell, yağmur ormanı timsahlarını incelemek
  için Gabon'a gitti.
  Powell, Bölge yerlelilerinden Nangala adlı  muazzam bir nehir canavarı hakkında hikayeler
  dinledi.
  Bu canavar hem nehirde hemde karada yaşayabilen  anfibi bir varlıktı ve yerlilerin ataları
  ona Mokele-mbembe ismini takmıştı.
  Aynı tarihlerde Michael Obang adlı yerel  bir cadı doktoru, dinozorlar üzerine yazılan
  bir kitapta yer alan taslak resmini, 1946  senesinde gördüğü ölü bir nangalaya
  tıpa tıp benzediğini James Powell'a anlattı  Powell daha sonra bu bilgiyi Chicago Üniversitesi'nden
  bir biyolog ve Uluslararası Kriptozooloji  Başkan Yardımcısı Dr. Roy P. Mackal'a
  iletti.
  1979'da, Mackal ve Powell, Mokele'nin, çoğu  haritada boş bırakılan mevsimsel olarak
  su altında kalmış bataklıkların bulunduğu  Likouala bölgesinde yoğunlaşacağına inandıkları
  Mokele-mbembe faaliyetini araştırmak için  Kongo Halk Cumhuriyeti'ne gitti.
  Ubangi Nehri'nin kuzeydeki Impfondo kasabasında,  Mackal ve Powell, 1955'ten beri Kongo'da görev
  yapmış olan Ohio'lu misyoner Rahibe Eugene  Thomas ile bir araya geldi.
  Thomas, Mokele-mbembe hakkında birçok hikaye  duymuş ve birinci ağızdan görgü tanıklarını
  dinlemişti.
  İlk başlarda Mackal, yaşayan bir dinozor  olabileceği konusunda umutsuzdu.
  Ancak konuştukları her tanık, daha evvel  hiç görmedikleri apatasaurus ve diplodokstresis
  türü dinozorların iskeletlerinden elde  edilen betimleme çizimleri en ince ayrıntılarına
  kadar anlatıyorlardı.
  Tanıklar, çoğunlukla baş, boyun ve kuyruk  olmak üzere 15 ila 30 feet uzunluğunda olan
  hayvanları tarif ettiler.
  Kafa belirgin bir şekilde yılan benzeri,  uzun ince bir kuyruk ve bir fil boyutuna yaklaşan
  bir vücuttu.
  Bacaklar kısadır, arka bacaklar üç pençeye  sahiptir.
  Hayvanlar renk olarak kırmızımsı kahverengidir  ve başın üstünden boynunun arkasına yele
  benzeri ibiğe sahiptir.
  Bütün görgü tanıkları, mokele-mbembe'in  nehirler, dereler ve bataklık göllerinin
  kıyısında kayalık alanlarda bulunan mağaralarda  yaşadıkları ve nadir olarak insanlar tarafından
  görüldükleri konusunda hem fikirdiler.
  3 Aylık araştırma süreleri dolunca Mackal  ve Powell Amerikaya geri döndüler.
  Bu süre zarfında 60dan fazla görgü tanığıyla  konuşup detaylı şekilde raporlandırmayı
  başardılar.
  1981'de Mackal daha büyük bir ekiple Kongo'ya  döndü ve bu sefer güneye yönelerek Likouala
  aux Herbes Nehri'ni taramaya başladı.
  Bataklıkların merkezinde yer alan küçük,  sığ bir bölge olan Tele Gölü'ne ulaşmaya
  çalıştı.
  Ancak su yolları buralarda çok dardı ve  kanolarla seyri zorlaştırıyordu ekip üyeleri
  bir bir sıtmaya yakalanmaya başlayınca  seferi yarıda kesip geri dönmek zorunda
  kaldılar.
  Geri döndüklerinde Bu geziyi Newyork Time's  haberleştirdi ve Amerikan bilim dünyasında
  ciddi bir merak yarattı.
  Olayı merak eden biyologlardan bir taneside  Benjamin Radford'du.
  Radford uzun yıllar Dinozor iskeletleri ve  dinozorların sosyal yaşantısı üzerine
  çalışmalar yürütmüş ve pek çok teori  yayınlamıştı.
  Bir dinozorun hayatta olabilmesi ihtimali  onu harekete geçirdi ve iş adamı Stephen
  McCullah'ın sponsorluğuyla 1992 senesinde  bölgeye bir keşif gezisi başlattı.
  45 kişilik bu ekip O güne değin Afrika'ya  sefer düzenleyen teknolojik açıdan en ileri
  seviyede ki gruptu.
  Radford henüz sefere çıkmadan evvel 1900lerin  başından beri konuyla ilgili yayınlanan
  tüm raporları tek bir metin olarak derlemiş,  bölgenin detaylı bir haritasında hayvanın
  olası yaşam alanlarını işaretlemişti.
  Sefer'in rotası Sangha ve Ikelemba nehirlerini  sırasıyla aşağıdan yukarı doğru tarayacak
  biçimde şekillendirilmişti.
  Görgü tanıklarının ifadeleriyle Nehrin  etrafında ki yeşillik alanda hayvana ait
  izler aramaya başladılar.
  Uzun aramalar sonuç vermeyince ekipte moraller  bozuldu.
  Nehrin daha yukarısında bir köyde görüştükleri  yerli onlara Avlanırken izler gördüğünden
  bahsetti.
  Fakat bahsedilen bölgeye araçla gidilemiyordu  ve yürüyerek 2 gün mesafedeydi.
  Yaptıkları toplantıda 2 günlük mesafeyi  yürüyerek bölgeye gitmeyi burada da bir
  iz bulunamadığı takdirde seferi sonlandırmayı  kararlaştırdılar.
  Uzun ve zorlu bir yürüyüşün ardından  yerlinin söylediği alana vardılar.
  Fakat bu arada ekipten iki kişi zehirli yılan  sokması sonucu hayatını kaybetti.
  Bölgede yaptıkları kapsamlı taramalar  sonucunda hayvana ait olduğu söylenen ayak
  izleri buldular bunların kalıplarını çıkartıp  izleri fotoğrafladılar.
  Radford izleri ve dallardaki kırılmaları  inceleyerek hayvanın yaşamsal alışkanlıkları
  hakkında fikir yürütmeye çalıştı.
  Tahminince Bazı bitkilere gereksinim duyan  yaratık bu bölgede yaşamıyor ancak nehir
  boyunca uzun mesafeler yüzerek ihtiyaç duyduğu  bu bitkilerle besleniyor ve yaşam alanına
  geri dönüyordu.
  Ayrıca hayvanın ayak izlerinin yakınlarında  dev boğa yılanlarına ait sürünme izleride
  vardı.
  Dev bir pitona av olmak için bile bu yaratık  fazla büyük ve güçlüydü ayak izlerinden
  ve adım aralıklarından yola çıkarak hayvanın  3.5 4 metre boyunda kuyruğuyla berber 6-7
  metre uzunluğunda olduğuna kanaat getirdi.
  Köye geri döndüler.
  Bir süre dinlendikten sonra Nehrin daha yukarı  bölgelerine doğru hareket ettiler.
  Uzun bir yolculuğun ardından vardıkları  bir köyde çok şaşırtıcı bir gelişme
  yaşandı.
  Yerliler öldürdükleri bir hayvanı yediklerinde  güçlerinin kendilerine geçeceğine inanıyorlardı.
  Bu yüzden ara sıra Aslan gibi güçlü hayvanları  öldürüp yedikleri biliniyordu.
  Köyden bir grup avcı 5 sene evvel Mokele-mbembe'yi  avlayarak yemeyi tasarlamıştı.
  Yerlilerin en çok korktuğu ve kutsal saydığı  yaratık buydu.
  Nitekim avlamışlardıda.
  Ancak hayvanın etini yiyenler bir süre sonra  ölmüştü.
  Ya dinozorun eti zehirliydi yada büyük bir  hayvanı birkaç hafta içinde yediylerse
  et bozulup yiyenleri zehirlemişti.
  Köylüler onlara hayvanın kemiklerini gösterdiler.
  Radford kemikleri görür görmez bunun kesinlikle  hala yaşayan bir dinozor türüne ait olduğunu
  anladı.
  Yerlilerin anlattıklarına göre bu dinozorlar  Nehrin kaynağınında bulunduğu Tele gölü
  civarındaki devasa boyutta olan havzalarda  yaşıyorlardı.
  Radfordun haritasında da bu alan kırmızı  ile işaretlenmişti.
  Bölgeye ulaşmak çok zordu.
  Geri dönüp ekipman takviyesi yaparak Tele  gölüne gitmeye karar verdiler.
  Ancak geri döndüklerinde Kongoda iç savaşın  başladığını ve yabancıların ülkeyi
  terk etmedikleri takdirde infaz edilecekleri  haberini aldılar.
  Hayvanın kemiklerinide alarak Amerikaya döndüler.
  Chicago üniversitesinde yapılan incelemelerde  kemiklerin 3 ila 5 sene evvel öldürülmüş
  bir dinozora ait olduğu kesinlik kazandı.
  Kongoda savaş günümüze kadar devam ettiği  için güvenlik gereçesi ile tekrar bir sefer
  düzenlenemedi.
  Ancak Kongo'dan mütemadiyen dinozor gözlemi  haberleri halen yapılmaktadır.
  Tüm soru görüş ve önerileriniz için  bana instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz.
  Araştırmalarımızın gelişerek devam edebilmesi  için videoyu facebook twitter gibi sosyal
  ağlarda paylaşmayı, yeni videolarımızdan  haberdar olup araştıran insanlar topluluğuna
  katılmak için Kült TV ye abone olmayı  unutmayın gelecek videoda görüşünceye
  kadar hoşçakalın araştıran insanlar!
     
Không có nhận xét nào:
Đăng nhận xét